19 Ekim 2013 Cumartesi

HEY GİDİ YILLAR




HEY GİDİ YILLAR
Döndüm işte sana bitkin ve yorgun
Mehmet Efendi’nin oğlu Feridun
Ne gençliğim kaldı ne çocukluğum
Hatıralar saçlarımda ‘’ak ‘’ artık.

Hani üstü saptan evimiz vardı
Elde çamur anam hergün sıvardı
Fareler durmadan cirit atardı
Her deliğe bir parça taş tıkardık.

Yağınca yağmurlar, akardı tavan
İç çekip, sessizce ağlardı anam
Her damlayan yere, koyup bir leğen
Sabaha dek uyumadan yatardık.

Babam o yıl pamuk para edince
Kiremit yaptırdı çatıyı önce
Tüm mahalle ortak oldu sevince
Çatısına döner döner bakardık.

Ve önünde asırlık dut ağacı
Ne sevinçler gördü ve nice acı
Yedi kardeş: üçü erkek, dört bacı
Gölgesinde ne keyifler çatardık.

Akşam olur; yanar lamba, gaz kokar
Çeyizler yapılır, mısırlar patlar
Yağ tükenmiş, tuz tükenmiş kim takar
Tüm dertlerin anasını satardık.

Yazın dama serilince yataklar
Alçalır yıldızlar, tutacak kadar
O büyülü dünya bir sesle çatlar
‘’ Kıra gidilecek, yatışın artık! ’’

Köyün sineması uzaktı ama
Rüzgar getirirdi hepsini dama
Tüm kızlar aşıktı Tarık Akan’a
Biz Yılmaz’a ve Cüneyt’e akardık.

Akşamdan başlardı moda şarkılar
En çok ‘’Beyaz Atlı ve Dağlar dağlar…’’
Ne tasa kalırdı, ne yorgunluklar
Ferhat olur tüm dağları yıkardık.

Yazı yaban; kavun, karpuz ve pamuk
Yol boyları; gömeç, ıştır, karamuk
Kırık Köprü, Kandak, Mercin’de balık
Kimi zaman elimizle tutardık.

Bana Üç Tepeler Kafdağı gibi
Erişilmez ve gizemli gelirdi
İşte orda bir çiçek boy verirdi
Adı KUSKUS bilen bile yok artık.



 

Gücür Mezarıydı PAMPALın yurdu
Mübarekler orda renk renk olurdu
Kim ki zarar verir, eli kururdu
Önünden geçmeye bile korkardık.

Araptelli, serçe, cuppal, tibili…
Görmeden tanırdık, sesinden belli
Ceplerde taş, ellerde kuş lastiği
Her ağacı günde on kez yoklardık.

Akrep düşmanımız, sebebi malum
Biraz köşker ipi, birazcık ta mum
Al sana macera, al sana oyun
Usanınca cayır cayır yakardık.

Taş duvarlar kertişlerin mekanı
Ne dinleri varmış, ne de imanı
Öyle derdi Kürt Ali’nin Osman’ı
Her birinden bir Ferguson yapardık.

Kırmızı karınca Türk’tü şüphesiz
Siyah karıncaysa gavur, edepsiz
Başlatır kavgayı, beklerdik sessiz
Türk yenince ne naralar atardık.

Sanmayın gaddardık, sanmayın cani
Ermezdi aklımız, çocuktuk yani
Görse Rüstem Ahmet, bir görse hani
Gün görmemiş ne küfürler yutardık.

Başka oyunlar da oynarık elbet
Çelik çomak, seksek ve uzun eşek
Yine de ‘’uçurtma’’ en birinci zevk
Akşama dek çamurlara batardık.

Göçtü Ali Ağa, Pelvan Hüseyin
Marrem Dayı, Hallibrahim, Kadir Cin
Hiç birinin yeri dolmuyor, niçin
Alınmıyor bayramlardan ‘’tat’’ artık.

İşte böyle köyüm kapına geldim
Dün de seviyordum, bugün de sevdim
Yine de eskiden daha güzeldin
Tek kusurun, çocukluğum yok artık
Hatıralar yüreğimde ‘’ok’’ artık.

Feridun İPEKÇİ
10.10.2013

2 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

şiirin çok güzel olmuş eline sağlık kalemine sağlık EFRAHİM ÖNDER EMEKLİ ÖĞRETMEN TLF. 05057682692