5 Aralık 2011 Pazartesi

Ahmet ÖZAYDINın düğünü






Cuma namazı müteakip cemaat düğün evine giderek erkek tarafı gelen misafirlere lokum ve büsküvit ikram eder ve mütebakinde camii imamı dua okur ve bayrak  binanın yüksek bir yere asılır ve davullar çalınır ve düğün başlamış olur.






















Ana oğul oyun oynarken görüyorz

Babaanne ve torunu ZEYNEP




















                                                  CUMARTESİ





















                                               Osmaniye kapalı ceza evi gardiyanları















                                                            P A Z A R    G Ü NÜ 
                                                          
                                                              D Ü Ğ Ü N















































































SON

















AŞURE


Aşure, orjinali "Aşura", Arapça’da 10 manasına gelen "aşara" kelimesinden türemiştir. Türkçe'ye ise Arapça'dan geçmiştir. Sözcüğün Sâmî diller arasında ortak bir sözcük olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, sözcük (ve gün) Musevilik inancında büyük keffaret günü için kullanılmıştır[1]. Hüseyin ibn Ali ve beraberindeki 72 müslüman da hicri 61. senesinin Muharrem ayının onuncu gününde (10 Aralık 680) Halife Yezid'in emriyle günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra öldürüldükleri için o güne “Aşura Günü“ denilmiştir. Ayrıca Aşure gününde olduğu iddia edilen çeşitli olaylar vardır: Âdem peygamberin işlediği zelleden (hata veya sürçme) sonra ettiği tövbenin kabulü, Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması, Yunus peygamberin bir balığın karnından çıkması, İbrahim peygamberin ateşte yanmaması, İdris peygamberin diri olarak göğe yükseltilmesi (çıkarılması), Yakub peygamberin oğlu Yusuf peygambere kavuşması, Eyyüb peygamberin hastalıklarının geçip iyileşmesi, Musa peygamberin Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı Firavun'dan kurtarması, İsa peygamberin doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi (çıkarılması). Bu olayların hepsi İslam dini içinde önemli bir yere sahip olan mucizelerdir. Yine de bu olayların Aşure Günü gerçekleştiğine dair İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an'da bir ifade bulunmaz. Ayrıca bu olayların birçoğuna Musevilik ve Hristiyanlık'ta da inanılır.

Aşure Orucu
Aşure günü oruç tutmak sünnettir ve bu oruca "aşûre orucu" denir. Aşure orucu İslam öncesi dönemde de Araplar tarafından bilinirdi. Ayrıca, museviler de Aşure Günü oruç tutarlar. İslam bilginlerinin geneline göre İslam dininin ilk zamanlarında, Ramazan orucu mevcut değilken, aşure orucu tutmak vacipti. Fakat Ramazan orucu farz olduktan sonra aşure orucunun müstehab bir ibadet olduğu düşünülmektedir. Bugün İslam bilginleri aşure orucunun sünnet olduğunda görüş birliği etmişlerdir. Ayrıca, Musevi gelenekten ayrışmak için sadece -Muharrem ayının onuncu günü olan- Aşure Günü'nde değil de, Muharrem ayının 8, 9 ve 10'uncu günlerinde oruç tutulmasının daha iyi olacağı düşünülür. Muhammed bin Abdullah, Muharrem ayı bir sefer zamanına denk geldiğinde ayın onuncu günü oruç tutmuş ve "Bir dahaki aşûreyi 3 gün de oruçlu geçirelim" demiştir.
Aşure tatlısı
"Aşure Çorbası", Aşure ismi verilen tatlının ortaya çıkışına dair bir inanış mevcuttur. Aşure Çorbası da denBu inanışa göre, İslam dininde inanılan peygamberlerden olan Nuh'un tufandan sonra Aşure Günü'nü kutlamak için geminin ambarında kalan erzakı karıştırıp bir tür tatlı yiyecek hazırlamıştır. İçinde birçok farklı malzemenin kullanıldığı ve bir gelenek olan bugün hâlâ Aşure Günü müslümanlarca yapılan aşure tatlısının böyle ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Aşure Günü aşure pişirmek sadece bir gelenektir, dini bir önemi yoktur, bir ibadet değildir. Alevilikte çok kutsaldır ve sadece Muharrem ayında pişirirler ve komşulara dağıtılır. Tunceli, Erzincan yöresinde "Germiya İmamu" (12 İmamların Çorbası) olarak adlandırılır.
Şii İnancında Aşure Günü
Şii inancında Aşure Günü'ne, İslam dininin genelinin atfettiği önemin dışında bir önem verilir. Zira Muharrem ayının onuncu günü,. Muhammed peygamberin torunu olan İmam Hüseyin Kerbelâ'da şehit edilmiştir. Muharrem ve Safer ayı ile birlikte iki ayı matem olarak kabul ederler. İki ay boyunca düğün ve benzeri eğlenceler yapılmaz, bu matem günlerinde taziye meclisleri düzenlenerek mersiyeler okunur, ihsan yemekleri verilir. Aslında her ayın onunucu günü Aşuradır. İbrani kökenli olan bu kelime Muharrem ayında yapılan bu canilikten sonra bu facianın diğer bir adı olarak kabul edilmiş. Şii'likte çeşitli hububatlardan pişirilen, adına da Aşure denilen yemeği Muharrem ayı münasabetiyle yapmazlar. O gün helva yapılıp dağıtılır.
Muharrem Matemi ve Alevilerde Aşure Günü
Alevilerde, Hüseyin'in Kerbela'daki acısı başta olmak üzere Oniki İmamların acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Matemi tutulur. Amaç bu acıları tekrarlamak ya da öç duygularını tekrarlamamak ya da öç duygularını körüklemek değildir. Muharrem Matemi'nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevi öğretisini özümsemektir.
Matem, Aşure ile Biter
Matem süresince bıçağa, ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez, ve et yenmez. Matem boyunca hiç bir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak ve Matem Orucu'nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, yapılabilecek kötülüklerin ve katliamların bir daha olmaması için anmak ve untmamaktır. Kerbela katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin'in kurtulması ve Ali'nin soyunun devam etmesi nedeniylede Allah'a şükredilir. Bu edenle Muharrem Matemi, Aşüre geleneği ile biter. Aşüre sevincin hoşgörünün simgesidir.
12 gün orucun ardından Aşure Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan Aşure tatlısı yenilir veya evlere dagıtılır.












































Hiç yorum yok: